Uzun Vadeli Yalnızlıklarımıza Kısa Vadeli Çözümler. Mutsuzluk sakız gibi ağzımın içinde debeleniyor. Kelimelerimde yalnızlık, akıllı telefonun aptal insanlarina atılan mesajlar, biraz alkol, bir kaç sigara ve sex. Uzun vadeli yalnızlıklarımıza kısa süreli çözümler. Odamda son ödenme tarihi geçmiş günahlarimla başbaşa otururken saksıda duran Yaseminlerin kokusunu bastırıyor sigaramın dumanı. Uzamış tırnaklarıma bakıyorken perdelerime vuran üst komşunun çamaş.

Sevgili Olduğum Kişilere Önce Rezil Oluyorum. Şu gencecik, kısacık hayatımda boyunca genelde sınırları zorlayan bir insan oldum. Uçlarda gezdiğim süre boyunca ayaklarım genelde yere basmıyordu. Bu yüzden hep farklı olana yönelmek, küçük detaylara dikkat etmek benim yapım oldu. Çevremdeki insanların garip bakışları ya da şaşkın ünlemlerini görmek sıradan bir etkinliğe dönüştü. Bilenler bilir, en meşhurlarında.

Bloğum niş blogu değildir! Dur açayım; Burası benim kütüphanem. Burada gördüğün her post bana ait . Kendini yeni keşfeden bir gençin yaşadıkları. Blog açma ve yazma konusunda çok yeniyim. Adanada yaşam mücadelesi veren bir gay mühendis.

Standart bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 07. Sandıklardan yıllar sonra düzeni bozacak bir sonuç çıkınca haliyle yine çileyi vatandaş çekti. Aylardır kafamızı koalisyon kelimesiyle ütülediler. Bir de sonun da koalisyon yapmış olsalar, içim yanmayacak. Yapmayacağı şeyleri bu kadar çok konuşan bir biz varız sanırım. Onları da al baştan yine televizyonu açamayacağız. Aslında bu durumda bant yayını yapabilirler. Erken seçim, fazla erken old.

Sıradan bir gay in önemsiz dusunceleri, tek amacı yazmak şimdilik. Ben seni severken sen neden beni sevmiyordun? Bu adam benim babam. Kendi gözünden ve benim gözümden babam. Aynı kişiden iki insan nasıl bu kadar farklı bahsedebilir? Bugün hala eski savaş suçlularının resimlerini duvarlarına asan insanlar olmasaydı bile yine biliyoruz ki insanın kendisi, kendi varlığının yanlış ve hatalı olduğunu kabul etmeyec.

Senden kıymetli mi lan! Sen ona gitmezsen, o sana asla gelmez! Sen yaklaşmazsan, ugraşmazsan o sana asla gelmez. Neden bana bunu diyordu şimdi? Bunu bana teyzemin oglu için kız kardeşi dedi. Oysa ki zamanında cidden çok ugraştım. Baktım, her seferinde en başa dönüyoruz, boşverdim. Ve şimdi onu hiç önemsemiyorum. Bir tane yakışıklı çocuk vardı akraba. Nasıl yakışıklı var ya görmen lazım! Yurtd.

Falından daha fazla bir yanıt alamayacağım için gidiyorum. Kim için, ne için soruları beynimin en ücra köşelerinde dahi çınlarken bu ortamda saçma, değersizken değer bekleyen, kendi içerisinde çelişkili, egolu, kendini beğenmiş bi yığın insandan daha fazla medet ummuyorum. No olacak lan bunun sonu.